Mimar, sehirci, Bizans ve Osmanli tarihçisi, jeopolitik uzmani, çok yönlü arastirmaci ve düsünür Stefanos Yerasimos 29 Ocak 1942'de Istanbul'da... > Lire la suite
Mimar, sehirci, Bizans ve Osmanli tarihçisi, jeopolitik uzmani, çok yönlü arastirmaci ve düsünür Stefanos Yerasimos 29 Ocak 1942'de Istanbul'da dogdu. Ilkokulu Zapyon Rum Kiz Lisesi'nde, ortaokulu Zografyon Rum Erkek Lisesi'nde okuduktan sonra, Güzel Sanatlar Akademisi'nde mimarlik ögrenimini tamamladi ve 1966'da Paris Universitesi Institut d'Urbanisme'de sehircilik okudu. 1972-2005 arasi Paris VIII Üniversitesi'nde, sehircilik ve jeopolitik bölümünde asistan, doçent ve ardindan profesör olarak ögretim üyeligi yapti. 1994-1999 arasinda Istanbul'daki Fransiz Anadolu Arastirmalari Enstitüsü'nün müdürlügü görevini üstlendi, 2001-2002 ve 2003-2004 yari yillarinda Sabanci Üniversitesi'nde ögretim üyeligi görevinde bulundu. Otuz alti kitaba, doksandan fazla makaleye, seksene yakin kolektif çalismaya imza atmis olan Stefanos Yerasimos 19 Temmuz 2005'de 62 yasinda Paris'te aramizdan ayrildi. Stefanos Yerasimos'u farkli yapan birçok sey vardi. Bunlarin basinda süphesiz ufkunun genisligi ve bunun bilimsel üretimine olan yansimasi gelmekteydi. Mimarliktan tarihe, seyahatnamelerden kent tarihine, halk efsanelerinden yemek ve mutfak tarihine, milliyetçilikten harp tarihine kadar uzanan bu denli genis bir yelpazede gezinebilen baska bir tarihçi hayal etmek hemen hemen imkânsiz. Daha dogrusu, bu genislik ve çesitlilikteki bir alanda faaliyet gösterip de ister istemez yüzeysellik tuzagina düsmeyen birini düsünmek mümkün degil. Bu anlamda Stefanos Yerasimos'u farkli kilan diger çok önemli bir özellik, yöntem ve analiz konusunda gösterdigi tavizsiz tutumdu. El attigi her konuda meselenin özüne kadar inmekte, düzgün bir analitik çerçeve kurmakta, kaynaklarin ise adeta posasini çikarmakta gösterdigi kararlilik ve bu yolda harcadigi zaman ve enerji, kendisini taniyanlarin hep hayret ve giptayla karsiladiklari bir durumdu. Bu katmerli ilginin ve birikimin karsisinda, Stefanos Yerasimos'u bir alam, bir dönemi veya bir cografyayi tarif etmeyi iddia eden bir ibarenin içine hapsetmenin ne kadar abes olacagi asikârdi. Üretim ile geçmis olan bu hayata geri dönüp bakildiginda bütün bu olgularin toplanabilecegi ve indirgenebilecegi asgari müsteregin bilgi oldugunun farkina vardigimizda, olabilecek en gerçekçi tarifin eski "allâme" kelimesinde gizli oldugunu düsündük. Fransizca "savant" (bilgin) ve Türkçeye tercümesi imkânsiz "érudit" (derin bilgi sahibi) terimlerinin bir tür karisimi niteligindeki allâme kelimesini Osmanlilarin en çok kullandiklari ve bu durumda bize daha da manidar gelen bilesik sekliyle almayi tercih ettik: allâme-i devran, ya da allâme-i cihan. Öyle bir allâme-i cihan ki, mirasi, yazdiklarinin da ötesinde, beraber çalistigi, dost oldugu, destek ve ilham verdigi kisilerin sadece hatirasinda degil, her yeni çalismasinda hâlâ yasiyor. Burada toplanmis olan yazilar, bu kisilerin özlem dolu sevgi ve saygisinin içten bir ifadesidir.